MİLLİ GÖRÜŞ41 Ara
4 Haziran 2012 Pazartesi
IRKÇI EMPERYALİZMİN BU ASRA AİT TEMEL PLAN VE UYGULAMASI
1) PLANLAYICI Theodor Herzl,
1. Sultan II. Abdülhamid tahttan indirilecek,
2. Osmanlı Devleti yıkılacak ve
3. 100 yılda müslümanlık ortadan kaldırılacak,
2) UYGULAYICI Emanuel Karasu Sevr planı
3) YOK EDİCİ Haum Nahum
1.Türkiye insanını aç bırakmak
2. Türkiye insanını işsiz bırakmak
3.Türkiye'yi borca esir etmek
4. Halkı dininden ve inancından uzaklaştırmak
Türkiye'yi yumuşak lokma haline getirip yutmak.
- İspanya Haham Meclisi Kararı (Kudüs'te Toplanma, Mabedi inşa, BİP)
- Hindistan Seferi, Marano (Converzos), Katolik Katliam, İspanya Sürgünü -
Selanik Cenneti, 1492 ve II. Beyazıt, IV. Mehmet ve Sabetay SEVİ (1648) -
ABD' ye Göç Ekonomik Tekelleşme, Sermaye Birikimi -
Teodor HERZL, 1897 Basel Siyon Kongresi, Hain Mutabakat
''Ben İsrail'i zihnimde ve hayalimde kurdum. Fiziki şartların uyup uymaması beni hiç ilgilendirmiyor.'' Teodor HERZL
''Yahudilerin Filistin'e tam ve kat'i dönüşü, yaklaşan 1.Dünya harbinden sonra olacaktır. Bu harp, Avrupa milletlerinin başucunda asılı duruyor. Bu harpte Osmanlı İmparatorluğu parçalanacak ve Yahudiler Arz-ı Mev'ud'a muzafferane sahip olacaklardır.'' İngiliz Yahudisi Alder SMİTH, British Turth, 1906
- Emanuele CARASSO, ittihat Terakki Cem., Mason Locası, Basın-Yayın (116 Gazete)
-Milliyetçi ve ayrılıkçı hareketlerin beslenmesi, örgütlenmesi ve silahlandırılması
-31 Mart Vakası, Kolağası Resneli Niyazi II. Meşrutiyet, Meclis-i Mebusan (200'e 40)
Sultan II. Abdülhamid'in Hal'i (1909) Gidişi, imparatorluğunda yıkılışıdı...
Senatör G. Arif Hikmet Paşa, Selanik Mv .Emin Karasu Senatör Arn. Esat Toptani Paşa, Senatör Er. Aram Efendi -
Yenilikçilik (Osmanlı Kad. Tas.), 1908 - 14 Arası İttihatçı 13 Hükümet
- 1911 Trablusgarp İşgali, Kiliseler Anlaşması ve 1912 Balkan Harbi
- 1914 I.Dünya Savaşı (Enver Paşa ve Kabine Kararı)
çok acı bir itiraf
-'' Biz Sultan Hamid'i anlamadık... Biz Siyonistlere alet olduk... Bizi Beynelmilel Masonluk istismar etti. Elimdir, fakat...biz...biz... Siyonizm için çalışmışız. Bu böyle... Malesef böyle Paşam... Malesef böyle... ''
Enver Paşa
Irkçı emperyalistlerin oyunları ile Balkan Savaşları ve 1. Dünya harbinde zayıflatılan Osmanlı İmparatorluğuna, imparatorluğu tamamen parçalamak üzere 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalattırıldı.
1.Sevr'in maddeleri
- Trakya ve Batı Anadolu Yunanistan'a verilecek,
- Sivas, Malatya, Adana, Urfa, Antep, Maraş ve Suriye; Fransa'ya verilecek
- Musul dahil Irak ve Arabistan; İngiltere'ye verilecek,
- Güneybatı Anadolu,oniki adalar ve Rodos; İtalya'ya verilecek,
- Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulacak,
- Boğazlar ve İstanbul, ayrı bir bayrağı olan Komisyon tarafından yönetilecekti. Ayrıca bunu gölgede bırakan başka şartlara da maruz kalacaktık -Türklere bırakılan bölgede asker sayısı 50.000'i geçmeyecekti,
- Devletin ağır silahı bulunmayacaktı, - Deniz kuvvetleri 13 küçük gemiyi geçmeyecekti ve devlet Maliyesi Batılı galip devletlerden oluşan bir komisyonca yönetilecek,
- Tahkim hakkı olmayacaktı,
- Ve kapitülasyonlar sürecekti. Sevr temelde Büyük İsrail Projesidir.
BURAYA NASIL GETİRİLDİK
Irkçı emperyalizm tarafından takriben 100 sene evvel Teoder HERTZEL tarafından planlanan, Emanuel Karasu tarafından uygulanan ve Haum Nahum tarafından yok edilerek gerçekleşmesi istenen ana planın uygulaması 1990 dan itibaren yeni bir dönemi başlatmıştır. 1990 da Komünizmin iflası ve Sovyetlerin dağılması üzerine tek kutuplu bir dünya meydana gelince ve tek kutup olan ABD'de ırkçı emperyalizm 5760 yıllık gayelerinin nihayet gerçekleşmesi için vaktin geldiğine inanmaktadır. Irkçı emperyalizm tarafından bütün dünyada Müslüman ülkelere karşı ve Müslümanlara karşı yeni bir imha planının uygulanması için ikiz kulelerin bizzat kendileri tarafından yıkılmasını takiben dünya liderlerinin bizzat kendi söylemleri, yaşadıklarımız, ırkçı emperyalizmin maksat ve gayelerini apaçık ortaya koymakta ve bizim yukarıda anlattıklarımızın doğruluğunu ispat etmektedir
Ben Osmanlıdan başlıyorum
Teodor herzel Abdülhamit Han'dan istediği toprakları alamayınca geriye döndü
29 Ağustos 1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde bir toplantı yaparak bazı kararlar aldılar.
1-Abdülhamit Han tahttan indirilecek
2-Osmanlı yıkılacak
3-100 yıl içerisinde İslamın içi boşaltılıp laytlaştırılacak, kolay lokma haline getirilip arzu mevut ele geçirilecek.
hemen plan uygulanmaya başladı.
Emanuel karasso ismindeki İtalyan yahudisi (Haham ve avukat)bütün mal varlığını İtalya’da bırakarak Selanik’e yerleşti.
Selanik o zaman Osmanlının bir eyaleti.ve viyana ya çıkartma yapan,Dünyaya korku salan Osmanlının üçüncü ordusu Selanik te
Emanuel karasso Selanik e gelir gelmez isim değiştirerek oluyor Emin Karasu
ilk yaptığı şey Selanik te bir mason locası kurmak.
daha sonra üçüncü ordunun genç subaylarına yaklaşarak onları mason locasına çekerek birer birer masonlaştırmak.
Türkiye’nin başka yerlerinde de mason locaları açtı ve jöntürkler hareketi başlatıldı.
mason locasına çekilen genç subaylara empoze edilen ilk şey
Osmanlının gerilemesine sebep Osmanlının başındaki gelenekçiler, yaşlılar, oraya gençlerin geçmesi lazım, Bir gecede bu yaşlılar indirilip yerine gençler geçerse Osmanlı eski gücüne kavuşur.
ve bir cemiyet kuruldu
ne cemiyeti?
ittihat ve terakki cemiyeti
manası ne?
birlik ve kalkınma
ve üç genç seçildi
kim bunlar?
Talat paşa, Enver paşa, Cemal paşa
31 mart olaylarıyla Abdülhamit han tahttan indirildi
nereye gönderildi ?
Selanik teki Alaaddin köşküne sürgüne (ev hapsine)
beş yıl içinde bu gençler iktidara getirildi.
Talat paşa başbakan yapıldı
Cemal paşa Bahriye nazırı
Enver paşa Genel kurmay başkanı
Talat paşa yakışıklı bir adamdı, iyi bir hatipti,ve gençti.
Sultan Ahmet meydanında4 bin kişiye yaptığı konuşmada( hiç mikrofonsuz insanlar onu dinledi)ilk söylediği söz, Bütün düelleyi muazzam (Avrupa değerleri) bilsin ki bugün ben Osmanlı gömleğini çıkardım.
kararlar 1897 yılında İsviçre nin Basel şehrinde alındı.
1995 yılında Türkiye de bir seçim yapıldı.
ve bu seçimde Refah partisi 158 millet vekili aldı.
hükümet kurma görevi Refah partisine verilmesi gerekirken,Cumhur başkanı Demirel hükümet kurma görevini Mesut yılmaz ve Tansu çillere verdi.
Anayol Hükümeti kuruldu.
Bir sene dayanamadılar hükümet yıkıldı.
1996 yılında Erbakan hoca Refah-yol hükümetini kurdu.
ve Prof.Dr. Necmettin Erbakan D.8 ler projesine imza attı.
Amerikan Dış işleri bakanı Condalize Rayz dedi ki Dikkat! edin D.8 projesi İslam birliğidir. D-8 le Birlikte Türkiye ve İran 18.yy. daki güçlerine kavuşacaklar.
Hemen bu hükümetin yıkılması gerekiyor.
ve birilerini kandırmaları gerekiyordu
ve ilk düşünülen Osmanlı ya uygulanan yöntem
Abdülhamit han ı indirmek için 31 martı yaptılar.
Erbakan ı indirmek için 28 şubatı.
Osmanlının son döneminde gençlik, gelenekçilik hastalığı vardı. Bunlar bir parti kurmuşlardı ne partisi?
ittihat ve terakki partisi manası ne? Birlik ve kalkınma partisi
bizde ne yaptılar?
Refah partisinden kandırdıkları gençleri aldılar bunlara bir parti kurdurdular ne partisi?
Adalet ve kalkınma partisi
birlik ve kalkınma partisinin başına üç genç buldular
Kim bunlar?
Talat paşa,
Enver paşa,
Cemal paşa
Adalet ve kalkınma partisinin başına üç genç buldular
Kim bunlar?
Bülent paşa,
Abdullah paşa,
Tayyip paşa
Abdülhamit hanı ev hapsine gönderdiler nereye?
Selanik teki Alaaddin köşküne
Erbakan’ı ev hapsine gönderdiler nereye?
Balgat taki evine
Talat paşa iktidara geldi Sultan Ahmet meydanında yaptığı konuşmada ben Osmanlı gömleğini çıkarttım dedi.
Tayyip Erdoğan iktidara geldi, Lions, mason toplantısında yaptığı konuşmada
Ben Milli Görüş Gömleğini Çıkarttım dedi.
Tarihten ders almazsak aynen tekerrür eder.
VE SONUÇ
Birinci dünya savaşına girmeye karar veren enver paşa,Arkadaşlarınıda ikna edrek Almanya Büyük elçisi wanganheim ile gizli anlaşma imzaladı.Yapılan bu anlaşma ile Osmanlı Devleti hukuken ittifak Devletleri sınıfında savaşa girmiş sayılıyordu.
Maliye bakanı Cavit bey, hatıralarında anlaşma yapıldığı günleri şöyle anlatıyordu
Bugün sadrazamın konağına gittim.
Sadrazam acele ile bir şeyler yazıyordu.
Enver, Talat,Halil orada idiler.
olağan üstü bir durum sezdim.
Talattan nedenini sordum.
Yemin ettik,diyerek söylemedi.
Bu nedene şaşırdım.Kendisine:Yoksa Almanya ile anlaşmamı yapıyorsunuz? dedim.Biraz sonra sadrazamın yanına girdik.Kimseye söylemeyeceğimize yemin ettik.Hükümet üyelerinden saklayacağımıza yemin etmek gibi saçma, ahmakca bir şey olurmu?
sadrazam bir kağıt okudu.
Bu Alman-Osmanlı antlaşması idi
Şaşkınlık içinde dinledim. sonra benim fikrimi sordular.
o kadar şaşırmıştım ki cevap veremedim. kararsız olduğumu bu kadar çabuk karar veremeyeceğimi söylemekle yetindim.
Diğer arkadaşlarda ise sevinç ve hayranlık vardı.Bir büyük Devletle anlaşma yapıyormuşuz.
Beni kandırmak için bu güne kadar böyle bir antlaşma sonucu alabilmeye uğraştığımız halde başaramadığımızı, eğer savaştan önce böyle bir öneri karşısında kalsaydık, derhal kabul edeceğimizi söylediler.
Savaştan önce kabul ile savaş sırasında kabul arasında çok büyük ayrılıklar olacağını,savaştan önce bile olsa düşünmemiz gerektiğini söyledim.
Aramızda bir kez ve sadrazam evinde,Avrupa gruplarından birine katılmak için yapılan konuşmaları senet olarak göstermek istediler.O devirden beri durumların değiştiğini unutuyorlar.
Meğer Sadrazam Wangenheim ile konuşmaları sürdürmüş. sonunda şimdi, Almanya büyük bir savaşa gireceği gün bunu başarmış.
Sadrazamın yanında tartışmayı uzatmadım.
Antlaşmanın,Enver,Talat ve Halil arasında dört beş günden beri bilindiğini ve birkaç gece, beni ve cemal'i haberdar etmeksizin,Yeni köyde toplanıp tartıştıkları halde bizi uzakta bırakmaları canımı sıktı.
Durumun inceliği olmasa hemen bir istifa ile cevap verecektim.
sadrazamda antlaşmanın, bugün kendisi tarafından imzalanacağına ilişkin hiç bir şey söylemedi.
Durum nedeniyle Meclisin tatil edilmesi kararlaştırılarak, yanından ayrıldık.
Akşam Talat bize geldi.Birlikte Envere gittik. Gerek evde gerek yolda kendisine,yapılan anlaşmanın memleket için nasıl bir tehlike olacağını, çok korkmakta olduğumu,Almanyanın bizi silahla koruyamayacağına ilişkin kaydın düşten öteye geçmeyeceğini, bir asker bile gönderemeyeceğini, Rusyanın saldırısına uğrarsak,ülkenin mahv ve harap olacağını,savaşın sonunda Alman zaferinin kesin olmadığını,Ruslar kazanırsa bizim için dünya haritasından silinmekten başka son olmayacağını, oysa Almanların galip gelmeleri durumunda bize kötülük edemeyeceklerini söyledim.Böyle bir sorumluluk yüklenemeyeceğimi anlattım.
Talat sözlerini ağzında tutuyordu. Bundan Antlaşmanın imza edildiğini, fakat bana hemen söylerse, istifa ile cevap vermem konusundan kararsız kaldığını anladım.
Enver'in evi önünde otomobilden inerken: Ne yapalım, bu iş bitti, Sadrazam imza etti, mukadderat, dedi.
Ben de;
Bu mukadderat ile sürüklenmek istemem, cevabını verdim.
Enver paşa arkadaşlarını kandırmayı başardı, Olur ki kendilerine hesap soracak bir muhalif ses çıkabilir endişesiyle meclisi bile tatile sokmuşlar. Meclisi de kandırmışlardı.
Yapılan bu antlaşmanın, Yürürlüğe girebilmesi için padişah ve imparator taraflarından onaylanması gerekiyordu. Padişah Mehmet Reşat, bu anlaşmayı ancak kendisine onaylatmak üzere sunulduğu zaman öğreniyor, fakat ittihatçılara itiraz edemiyordu.
Aynı gün çıkmış olan cihan savaşının yurdumuza da sıçraması tehlikesine karşılık, ''GENEL SEFERBERLİK''ilan ediliyordu.
Aslında ise Enver paşa, yapmış olduğu gizli anlaşmayı uygulayabilmek için seferberlik ilan etmişti.
İtilaf devletleri Kasım(1914) ayının ilk günlerinde savaş ilan ettiler. Buna mukabil,
Hükümet de; ''Rus donanmasının Karadeniz’de masumane eğitim ve tatbikat yapmakta olan donanmamıza saldırdığı'' şeklinde uyduruk bir bahane ile,mukabil savaş ilan ettiğimizi ilgili devletlere bildirdi
Böyle KANDIRMA ile Osmanlı devleti,Almanya ve ittihatçıların çeşitli hile ve hayalperestlikleri ile dünya savaşının, yani dünyayı saran alevlerin içine atılmış oldu.
Sarıkamış ihata manevrası
Alman generaller, Enver paşayı poh pohlayıp istediklerini alıyorlardı.
Bu harekâtı başlatabilecek tek kumandan ve devlet adamı
Enver paşadır.
Kendisi gençtir,
Dinamiktir,
İleri görüşlüdür,
Risk almayı bilir,
Her türlü yetki ile de donatılmıştır,
Subaylığı döneminde Almanya’da bulunduğu için Alman harp usullerini iyi öğrenmiştir,
Rusların askeri gücü son derece zayıftır,
Napolyon'un Rusya’yı tarihten silme hayallerini, Kar ve tipi engellemişti,
Enver paşayı ise, şayet iyi bir plan yaparsa doğunun ve Kafkaslar’ ın kar-ı ve tipisi bile engelleyemez.
onu böyle pohpohlayarak KANDIRDILAR.
Buna karşılık Enver paşanın tutumu ne mi olmuştur?
Paşamız ikinci Napolyonluğa ama birincisinin yapamadığını yapacak olan dolayısıyla daha muhteşem olan bir Napolyon olmaya soyunmuştur.
Masasının üzerine Napolyon biblolarını, odasının duvarlarına da Napolyon resimlerini asmaya başlamıştır.
Almanların pohpohlamalarına inanan Enver paşa
cahilce planlar yaparak üçüncü orduyu Sarıkamış’a Rusların üzerine sürer.
yaptığı yanlış planlarla ordunun geçeceği yolları bile hesap edememiş 120 bin kişilik üçüncü orduyu keçi patikalarından ve kışın en şiddetli ayı olan aralık ayında Allahu ekber dağlarına eksi 30 ila 45 derece soğukta ölümün kucağına atmıştır.
Nitekim 120 bin Mehmetçikle bu dağlara tırmanan Enver paşa ,tek bir kurşun atmaya bile fırsat bulamadan, yaklaşık 90 bin kişiyi dondurarak şehit etmek suretiyle kar ve buzların arasına kurda kuşa yem olmak üzere terk ederek, Sarı kamış'a kendilerini beklemekte olan Rus kuvvetlerinin kucağına düşmüş, kendi canını zor kurtarıp İstanbul’a dönmüştü.
Hayatta kalmayı başaran askerlerimizden de bir çoğu eli ayağı donarak sakat kalmış,
bir kısmı dizanteri hastalığından telef olmuş,
Bir kısmı da ruslar tarafından esir edilerek bir daha dönmemek üzere Sibirya’ya götürülmüştü.
Böylece Enver paşanın, hileli bir planla parlak bir zafer kazanmak gibi yanlışlarının bir faturası daha, sonucu facia olan, çok pahalı bir bedelle ödenmiş oluyordu.
BİZİMKİNİN İCRAATLARI
Erzincan- R.T. Erdoğan- 22 Nisan 2002 (Ne Söylediler)“AK Parti iktidar olunca fakir fukara olmayacak.”
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/n.../politika.html
Yozgat 30 Nisan 2002 R..T. Erdoğan “Türkiye’de öyle bir hükümet var ki, herkesi inim inim inletiyor. Bu hükümet bizi fakirleştiriyor.”
Kırşehir:R.T. Erdoğan 09 Aralık 2001 (Ne Söylediler)“5 Kişilik bir aile bir simit ve çayla karnını doyurmuş olsa bile asgari ücret yetmiyor. AB ye girmek istiyorsunuz..Hangi yüzle gireceksiniz.” http://yenisafak.com.tr/arsiv/2001/a.../politika.html Bugün: ( Ne Yaptılar)AKP hükümetleri: İç ve dış borcu 4,5 yılda 180 milyar dolar arttırmıştır. İşsizlik artarak devam etmekte, kanayan yara kangrene dönüşmüş haldedir. Ecevit’in 3 yılda yaptığından fazlasını R.T. Erdoğan ilk 2 yılda yapmıştır. “
18 Aralık 2003 - Başbakan -Konya işadamlarına “Bazen başımı iki elimin arasına alıp düşünüyorum. 227 milyon lira alan bir adamın geçinmesi mümkün mü? Bunu siz de kendi vicdanınıza sorun. Sizleri üzmek istemiyorum ama verdiğiniz asgari ücret çocuğunuzun bir gece kulübündeki bir günlük mönüsünün fiyatı bile değil. Şunu bilin ki yarın bu hayat biter. Hepimizin iki metreküp toprağa sokacaklar.” http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/aralik/18/p01.html
21 Aralık 2003 Başbakan İşadamlarına. ”Asgari ücretin 500 milyon lirayı aşması gerekir”! http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/aralik/22/p02.html
3 Ocak 2004. Başbakan Safranbolu. “Ne bekliyordunuz? Asgari ücretin 500-600 milyon lira olması mı? Biraz sabırlı olun. Türkiye’nin şartları müsait mi?” Aralık 2004 Başbakan: “Asgari ücretle ilgili bir sürpriz yapabiliriz.”Bir hafta sonra: Sürpriz. 318 YTL- den 350 YTL oldu! Ekonominin durumu ile ilgili gazete manşetleri
Zenginin vergisine indirim var,
Çiftçimizin satın alma gücü azalıyor,
Vergilerimiz “Faizcini” cebine gidiyor,
Maliye faizciye çalışıyor.
Vergilerimizle sadece faiz ödüyoruz. IMF Karabük -3 Nisan 2002 R.T. Erdoğan: (Ne Söylediler) “Türkiye’nin baş edemeyeceği hiçbir problemi yoktur. Bunlar IMF’nin karşısında memurlar gibi oturuyorlar. Acizler hükümeti, halkı bir simit ve bir çaya mahkum etti. 50 milyar doları batık bankalara hortumlattılar. Ülkenin milyarlarca doları
hortumculara yedirildi. Eğer DÜRÜST ve İRADELİ BİR YÖNETİM gelseydi belki de IMF ile masaya oturmaya bile gerek kalmayacaktı.” “IMF den gelen paralar bu ülkeye hibe değildir.Bu paraları benim köylüm,benim memurum ödüyor..Bizler kurtuluş mücadelesi yapacağız . Son günlerde AB ile yatıyorlar AB ile kalkıyorlar,Bizde istiyoruz ama bizi neden oyalıyorsunuz? AB diyerek karın doymaz.” Erzurum –R.T. Erdoğan - 3 Kasım 2001
Bugün: ( Ne Yaptılar)
Kendileri de IMF’inin karşısında çaresiz ve mahcup oturuyorlar. Başbakanın vaat edip açıkladığı tarım desteğini bile IMF görüşmeleri bitmeden uygulayamıyorlar. IMF’nin karşısında oturmamayı, DÜRÜST VE İRADELİ olmak ile nitelendirdiklerine, IMF görüşmeleri devam ettiğine göre kendi sıfatlarını da belirlemiş oluyorlar. 50 milyar dolar batık, 46 milyar dolar olarak duruyor. TMSF başkanı da 37 milyar doları tahsil edemeyeceğini açıklıyorsa 368 milletvekiline sahip bir başbakan acaba bu konuda ne düşünüyor? IMF ile ilgili gazete manşetleri Vaatler yarım kaldı IMF nin dediği oldu
Söz verdiler tutmadılar
Düne kadar ”IMF istediği diye vergi artışı olmaz” diyen hatta bazı vergilerde indirimden bahseden hükümet, açıkladığı kaynak paketiyle verdiği sözlerin tam tersini yaptı
Tezkerenin acısı Ayşe teyzeden çıkacak
Rantiyeye vergi yok
IMF ne dediyse o! İNSAN HAKLARI Isparta - R.T. Erdoğan - 17 Mart 2002 : (Ne Söylediler) “Bu hükümet temel hak ve özgürlükler konusunda samimi değildir. Eğer samimi olsalardı, hala milletin kılık, kıyafeti ve inancıyla uğraşmazdı. Bu ülkenin, insanların temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak bir hükümete ihtiyacı vardır”
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/mart/18/p4.html
İstanbul - Ümraniye - R.T. Erdoğan - 8 Haziran 2002 (Ne Söylediler)“AB diyor ki: temel hak ve özgürlükler ile ilgili sorunları giderin.Fikir özgürlüğünü,din ve vicdan özgürlüğünü halledin. Halledebildiler mi? Din ve vicdan özgürlüğü var mı?” Manisa-Bülent Arınç. “Başörtüsü zulmünü ortadan kaldıracağız; bu bizim namus borcumuzdur.” Bugün: ( Ne Yaptılar)
Hala kılık kıyafet ve milletin inancıyla uğraşıldığına göre siz de mi samimi değilsiniz? Üstelik 368 milletvekili desteği olan bir hükümet varken neden hala insanların temel hak ve özgürlükleri garanti altına alınamıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Bedel ödemeye hazır olmadığınızı ifade etmekten başka. Bu uğurda Şanlıurfa’dan yürüyerek Ankara’ya gelen mağdurlar görüşecek muhatap bulamadılar, azarlandılar. Ama misyonerlik faaliyetleri her geçen gün artıyor. Siz kendi ülkenizdeki Hıristiyanlaştırmaları görmezken AÇE’DEKİLERİN kabul edilemez olduğunu söylüyorsunuz. Bugün: ( Ne Yaptılar)Başörtüsü mağdurlarına “peruk takıp öyle okula giderler”O zaman sorarlar. Sen köşke hanımını peruk takarak mı götürmeyi düşünüyorsun diye? Başörtüsü bizim öncelikli sorunumuz değildir. Abdullah Gül: 31.03.1998 TBMM.B.Ecevit’e hitaben :”…Kanun ve hukuka aykırı şekilde masum kız çocuklarının anayasal eğitim hakları zorbalıkla ellerinden alınırken,anne ve babaların gözyaşını görürken hiç acı hissetmediniz mi?.. İnsanların öz yurdunda garip öz vatanında parya haline getirildiği Türkiye’de Filistin benzeri manzaraları ekrana getirmek kimin iktidarı döneminde olmaktadır? DiyorBugün: ( Ne Yaptılar)
Abdullah Gül’ün eşi AİHM deki türban davasını geri aldı. AİHM’e hükümet olarak verdikleri mütalaalarda:“Dini tercihini sergilemek kişinin mutlak hakkı değildir.devletin laik yapısı önde gelir.”“Başörtüsü kökten dinci grupların sembolü haline gelmiştir.”“Böyle bir davranış kökten dinci akınların bir parçası olan siyasi bir harekettir ve bu hareket kadın hakları için bir tehlike oluşturmaktadır” AVRUPA BİRLİĞİ -KIBRIS Avrupa Birliğinin: ( Ne Yaptılar)
Kıbrıs, Ermeni meselesi, GAP’ta 22 barajın uluslararası yönetime bırakılması, Yunanistan’a tavizler, Rum patriğine ekümenlik , Heybeliada ruhban okulunun açılması, ucu açıklık, Özel statü, Düşünce ve inanç sisteminde radikal değişiklikler, Referandum…gibi her türlü şartlarına boyun eğdiler. Gazeteler:
”Erdoğan 11 istedi 1 aldı”17 ARALIK’ta Hatay-R.T. Erdoğan 14 Nisan 2002 : (Ne Söylediler)“IMF parayı verdi.Ama hangi şartlar altında ve nerde kullanılacağını söyleyerek verdi. Bu paraların adresleri belliydi ve bunun karşılığında istenen tavizler vardı .Yarın bunlar ”KIBRIS’I KONUŞALIM” derler. http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/n.../politika.html
Bugün: ( Ne Yaptılar) Başbakan Erdoğan:Anastasiadis’e : “Duyduğuma göre Papadopulos benimle görüşmek istiyormuş.Gelsin K.Kıbrıs’ta oturalım karşılıklı kahve içelim konuşarak bu işi çözelim” diyor Başbakan Erdoğan : Ruf Denktaş’a “Babam yaşında olmasaydı yapacağımı bilirdim.”
TARIM
Ne Söylediler: Sivas 13 Ekim 2001 R.T. Erdoğan:“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana; bilmem söylesem mi söylemesem mi!” Bugün: ( Ne Yaptılar)Yiğit şimdi soğanı, pancarı, tütünü, buğdayı, pamuğu ekemez halde, ekse de satamaz halde, söylesem mi, söylemesem mi diye tereddüt etmiyor. Size söylüyor ama;“Gözünüzü toprak doyursun” (tarım bakanından)“Bu millet size mi bakacak, bir kesimi sübvanse edelim diye diğerini mağdur edemeyiz” (Başbakandan) diye azar işitiyor. Uzman gözüyle:- AB’ye ile hükümlülüğümüz gereğince “15 sene içinde 10 milyon kişi tarım dışına çıkacak.8-9 Milyonu işsiz kalacak .Tekstilde kota kalkıyor. Bu tekstili harap eder. Tarım ve tekstil kadınların en çok çalıştığı iki alan
. DIŞ POLİTİKA
R.T. Erdoğan-Iğdır -13 Kasım 2001: (Ne Söylediler)“Filistin’de kan var, işgal var, bir millet yok edilmeye çalışılıyor, devlet terörü var! Bunlara karşı kuru temenniden başka bir şey yapılmıyor.” R. T. Erdoğan- Burdur-Bucak 18 Kasım 2001 “ABD, İsrail’i korumak için Şaron’a göz yummaya devam etmektedir. İsrail’in Filistin’e uyguladığı katliamı kınıyoruz. Filistin’de kan akmaya devam ediyor ama hükümetin bu konuda maalesef bir duyarlığı yok” Bugün: ( Ne Yaptılar) Filistin’de kan, gözyaşı, zulüm, soykırım devam ediyor. Ama bugün duyarlılık olarak sadece sözde arabuluculuk yapılıyor. Kiminle? 14 yaşında İsrail ordusuna katılmış, 1953’te Filistin’de köyde 60 Müslümanın, 16 Eylül 1982’de Sabra-Şatilla’da 991 Filistinlinin ölümünden sorumlu, 28 Eylül 2000’de 3000 kişi ile Cuma günü Mescid-i Aksa baskınını yapmış, 22 Mart 2003’te sabah namazından sonra füze ile şeyh Ahmet Yasin’in şahadetine sebep olmuş ŞARON ile, OLMERT ile.
Konya 15 Kasım 2001 R.T. Erdoğan : (Ne Söylediler) “Soruyorum ABD’ye, AB’ye ve Birleşmiş Milletlere siz neredesiniz. Hıristiyanlıktaki paskalya törenleriyle barışı kutlarken, Ortadoğu’ya neden barışı getirmiyorsunuz?”
Bugün: ( Ne Yaptılar)
Evet, ABD başkanı Bush ‘Bu bir haçlı seferi’ derken, şimdiki ABD Dışişleri Bakanı ‘Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek, bunun içinde Türkiye de var’ derken Siz BOP çerçevesinde Irak’a müdahaleyi ÖZGÜRLÜK OPERASYONU olarak değerlendiriyordunuz. Halkın % 94’ünün karşı çıkmasına rağmen: Ne kadar halkın ve demokrasinin yanında olduğunuzu göstererek hava sahasını açtınız. ABD askerine dua ettiniz. Tezkere geçmeyince çok üzüldünüz. Kırmızı çizgiler çizdiniz, hepsi silindi. Döneminizde askerimizin başına çuval geçirildi, güvenlik görevlilerimiz şehit edildi. Hala ABD’den stratejik ortak olarak bahsediyorsunuz.
R.T. Erdoğan - SAMSUN - 30 Mart 2002: (Ne Söylediler) “Hükümet maalesef Ortadoğu konusunda gerekli iradeyi ortaya koyamamıştır. Yaşadığımız görüntüler 21.yüzyıl başında bizi üzmektedir. Bir taraftan küreselleşmeyi konuşacağız. Diğer taraftan emperyalist duygularını tatmin etme isteği, içinde olanlara destek vereceğiz. Bunu anlamak mümkün değil.”
YABANCILARA TOPRAK SATIŞI
Yabancılara Türkiye’de gayrimenkul edinmelerine olanak sağlayan yasa, bir yıl kadar önce, 19 Temmuz 2003 tarihinde, Avrupa Birliğine uyum gerekçesiyle çıkarıldı. Peki, AB ülkelerinde bu durum nasıl işliyor:
Yunanistan: Yabancılar sınırda veya sınıra yakın bölgede toprak satın alamıyor. Buna karşılık
Ege kıyılarında gayrimenkul satışı yabancılara yapılmıştır.
Macaristan-Çek Cumhuriyeti- Slovakya: AB ‘nin bu yeni ülkelerinde 7 yıl süreyle yabancılara tarım ve orman arazisi satışı yasaklanmış bulunuyor.
Polonya: 12 yıl süreyle yabancılara tarım ve orman arazisi satışı yapılamıyor.
Bulgaristan -Hırvatistan: AB’ye girmeye hazırlanan bu 2 ülkede yabancılara tarım arazisi satılamıyor. Bulgaristan’da bu yasak bahçeli konutları da kapsıyor.
ABD’de ise hiçbir şekilde bu haklardan yararlanamıyorsunuz.
Türkiye’de Resmi rakamlara göre AKP iktidarında 946 333 dekar alan yabancılara satılmıştır. 3 Malta adası büyüklüğünde toprak. Bir başka ifadeyle Yalova ili kadar bir toprak. Anayasa mahkemesi iptal etmesine karşın 3 Ay hükümete ek süre tanımıştır. Bu süre içinde toprak satışlarının daha da hız kazandı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder